Türkiyede Organik Tarım Ne Zaman Başladı ?

Selen

New member
Türkiye’de Organik Tarım Ne Zaman Başladı?

Organik tarım, çevreye zarar vermeyen, doğal yöntemlerle yapılan tarım anlayışı olarak, son yıllarda dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önemli bir yer tutmaya başlamıştır. Ancak organik tarımın tarihi, özellikle Türkiye'deki uygulama süreci incelendiğinde, zaman içinde pek çok aşama geçirdiği görülmektedir. Türkiye’de organik tarımın ne zaman başladığı, nasıl geliştiği ve hangi adımlarla bugünkü seviyeye geldiği, bu makalede ele alınacaktır.

Organik Tarımın Tanımı ve Temel Özellikleri

Organik tarım, sentetik kimyasal gübreler, ilaçlar ve pestisitler kullanılmadan yapılan bir tarım şeklidir. Bu tarım modelinde, doğa dostu yöntemler ve yerel ekosistemlerin korunması esas alınır. Ayrıca toprak verimliliği, biyolojik çeşitlilik ve çevre dostu uygulamalar en önemli prensiplerdir. Organik tarım, ürünlerin yetiştirilmesinde kimyasal katkı maddelerinin kullanılmaması, bunun yerine doğal gübreler ve biyolojik mücadele tekniklerinin uygulanması ile öne çıkar.

Türkiye’de Organik Tarımın Başlangıcı

Türkiye’de organik tarım uygulamaları 1980’li yıllarda başlamıştır. Ancak bu tarihlerden önce, organik tarım anlayışı yoktu ve geleneksel tarım yöntemleri hakim durumdaydı. 1980’lerin başında, dünyada çevre ve sağlık konusunda artan bilinçlenme ile birlikte, organik tarıma ilgi duyulmaya başlandı. Türkiye’de organik tarımın temelleri, bu dönemde tarım alanında yer alan bazı sivil toplum kuruluşları ve aktivistler tarafından atılmaya başlanmıştır.

İlk organik tarım hareketlerinin başlangıcı 1984 yılına dayanır. Bu dönemde, ekolojik tarım konusunda çalışan bazı yerel girişimler ve tarım uzmanları, geleneksel tarım yöntemlerinin çevreye zarar verdiği ve sağlıksız ürünler ürettiği konusunda farkındalık yaratmaya başladılar. Ancak Türkiye’de organik tarımın yaygınlaşması, 1990’lı yıllarda Avrupa Birliği ile ilişkilerin güçlenmesi ve AB’nin organik tarım konusunda aldığı düzenlemelerle paralel olarak hızlanmıştır.

Organik Tarımın Türkiye’de Gelişimi

Türkiye'de organik tarım uygulamaları, 1990’lı yıllarda hem tarım politikalarında hem de üretici bilincinde önemli bir değişim göstermiştir. 1994 yılında, Türkiye'de organik tarımın geliştirilmesine yönelik önemli bir adım atıldı ve Organik Tarımın Desteklenmesi Yönetmeliği kabul edildi. Bu yönetmelik, organik tarımın yasal çerçevesini belirlemiş ve organik tarım yapan çiftçilere destek verilmesini sağlayan bir düzenleme olmuştur.

1995 yılında Türkiye’nin organik tarım alanındaki ilk büyük adımlarından biri atıldı: Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, organik tarım uygulamalarına yönelik eğitim programları ve destekleme projeleri başlattı. Bu dönemde, organik tarım üretimi ve ürün çeşitliliği arttı. Ayrıca, organik tarım ürünlerinin iç piyasada satılması ve uluslararası pazarlara açılabilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmaya başlandı.

Organik Tarım ve Türkiye’deki Organik Üretim Alanları

Organik tarım uygulamalarının gelişmesiyle birlikte Türkiye’de organik tarım alanları da genişlemeye başlamıştır. İlk yıllarda sınırlı alanlarda yapılan organik tarım, zamanla Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yaygınlaşmış ve 2000’li yılların başında önemli bir üretim alanı haline gelmiştir. Özellikle Ege Bölgesi, Akdeniz Bölgesi ve Marmara Bölgesi’nde organik tarım yapılan alanların arttığı gözlemlenmiştir.

Ege Bölgesi, organik tarımın en fazla yapıldığı bölge olmuştur. Özellikle Aydın, Manisa, İzmir ve Muğla illerinde organik zeytin, pamuk, meyve ve sebze üretimi yapılmaktadır. Marmara Bölgesi, İstanbul ve Bursa gibi iller ile organik üretim yapılan bölgeler arasında yer alırken, Akdeniz Bölgesi de narenciye ve seracılıkta organik tarım uygulamalarıyla dikkat çekmektedir.

Organik Tarımın Türkiye’deki Yasal Çerçevesi

Türkiye’de organik tarım uygulamalarının gelişmesi için yasal düzenlemeler büyük önem taşımaktadır. 2004 yılında, Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yürürlüğe giren “Organik Tarımın Esasları ve Uygulama Yönetmeliği” ile organik tarımın yasal temeli atılmıştır. Bu yönetmelik, organik tarımın denetimi, üretimi ve tüketimiyle ilgili standartları belirlemiş ve organik ürünlerin sertifikalandırılmasını sağlamıştır.

Organik tarım üreticileri, organik tarım ürünlerinin satılabilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş sertifikasyon kuruluşlarından organik tarım sertifikası almak zorundadır. Bu sertifikalandırma, organik tarım ürünlerinin uluslararası pazarlarda güvenle satılabilmesi için önemli bir gerekliliktir.

Organik Tarımın Türkiye’deki Önemi ve Geleceği

Organik tarım, çevre dostu ve sürdürülebilir tarım uygulamaları arayan tüketiciler için önemli bir alternatif sunmaktadır. Ayrıca, organik tarım uygulamaları, toprak verimliliğini artırmak, biyoçeşitliliği korumak ve kimyasal maddelerin ekosisteme zarar vermesini engellemek açısından büyük önem taşır. Türkiye’de organik tarımın giderek artan bir şekilde benimsenmesi, hem iç pazar hem de dış pazar için büyük fırsatlar sunmaktadır.

Türkiye, organik tarımda üretim kapasitesini her yıl artırmakta olup, başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere dünya çapında birçok ülkeye organik ürün ihraç etmektedir. Türkiye’nin organik tarımda daha fazla söz sahibi olması, tarım alanında katma değerli üretim yapabilmesine olanak sağlamaktadır.

Özellikle organik tarımda kullanılan doğal yöntemler ve çevreye duyarlı üretim teknikleri, organik ürünlerin tüketici tarafından daha fazla tercih edilmesine olanak tanımaktadır. Türkiye’de organik tarımın geleceği, yalnızca iç pazarla sınırlı kalmayıp, dünya çapında sağlıklı gıda talebinin artmasıyla daha da büyüme potansiyeline sahiptir.

Sonuç

Türkiye’de organik tarım, 1980’li yıllarda başlayan ve 1990’lı yıllarda kurumsallaşan bir süreçtir. Günümüzde organik tarım, hem iç hem de dış pazarda önemli bir yere sahip olup, çevre dostu üretim anlayışının yaygınlaşmasına katkı sağlamaktadır. Türkiye’nin organik tarımda yaşadığı gelişim, tarım sektöründe sürdürülebilir bir dönüşümün önünü açmıştır. Bu dönüşümün sürdürülebilir olması için, devlet desteklerinin devam etmesi, çiftçilerin eğitilmesi ve organik ürünlerin kalitesinin arttırılması büyük önem taşımaktadır. Türkiye, organik tarımda daha fazla başarı elde edebilmek için dünya trendlerine paralel bir şekilde yol almayı sürdürmektedir.