Emekli çalışan hangi kodu ?

Efe

New member
Emekli Çalışan Hangi Kodu? — Bir Rakamın Ardındaki Hayat Hikâyeleri

Arkadaşlar, bugün size basit gibi görünen ama içinde onlarca insan hikâyesi barındıran bir konudan söz etmek istiyorum: “Emekli çalışan hangi kodu kullanır?” sorusu.

Kulağa kuru bir SGK veya bordro meselesi gibi geliyor olabilir ama aslında bu sorunun arkasında hem Türkiye’nin değişen iş hayatı hem de bireylerin geçim, aidiyet ve üretkenlik hikâyeleri yatıyor.

Bu yazıda hem verilerle hem de yaşanmış örneklerle, bu konuyu biraz derinlemesine ama herkesin anlayacağı bir dille konuşalım istedim. Çünkü “emekli çalışan” denilen şey sadece bir statü değil; bir dönemin ruhu, bir kuşağın devam eden emeğidir.

---

Önce Teknik Gerçek: Emekli Çalışanın SGK Kodları

Hadi başlayalım, işin resmi tarafından…

Bir kişi emekli olduktan sonra tekrar çalışmaya başlarsa, işveren onun sigorta bildirimini farklı bir kodla yapar.

Buradaki temel fark, sosyal güvenlik destek primi (SGDP) ödenip ödenmeyeceğidir.

Türkiye’de bu durum 4A (SSK) kapsamında çalışanlar için genelde “Kod 08 – Emekli (Sosyal Güvenlik Destek Primi)” olarak geçer.

Yani bir kişi emekli olduktan sonra bir şirkette maaş karşılığı çalışıyorsa, onun bordrosu bu kodla bildirilir.

Ancak eğer kişi kendi işyerini açıyorsa ya da bağımsız çalışıyorsa (örneğin serbest meslek erbabıysa), o zaman 4B (Bağ-Kur) kapsamında değerlendirilir ve destek primi sistemi farklı işler.

Bu, aslında devletin hem emekliyi çalışmaya teşvik ettiği hem de belli bir vergi ve sigorta dengesi kurmaya çalıştığı bir modeldir.

Yani kısaca:

- Kamu emeklisi yeniden kamuya giremez (istisnalar hariç).

- Özel sektörde çalışan emekli için kod 08 kullanılır.

- Bağımsız çalışan emekli için 4B statüsü geçerlidir.

Ama hikâye burada bitmiyor. Çünkü bu kod, bir insanın “emeklilik sonrası kimliğini” de temsil ediyor.

---

Bir Rakamdan Fazlası: Kod 08’in İnsan Yüzü

Geçenlerde mahalledeki bir dostla sohbet ediyorduk, adı Mustafa Bey. 62 yaşında, elektrik teknisyeni olarak yıllarca çalışmış, 2020’de emekli olmuş. “Ama üç ay evde oturdum, sonra dayanamadım,” diyor.

Şimdi küçük bir inşaat firmasında haftada dört gün çalışıyor. Kod 08’le sigortalı, yani SGDP’li.

“Emeklilik güzel ama insanın içi hâlâ üretmek istiyor,” diyor gülümseyerek.

İşte tam burada mesele, bir sigorta kodundan çıkıp insanın varoluşuna dokunuyor.

O kod, bir sistemin onu yeniden kabul edişinin, onun hâlâ değer gördüğünün sembolü oluyor.

Bu hikâye binlercesinden sadece biri. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 verilerine göre, ülkede çalışan emeklilerin oranı %12’ye ulaşmış durumda.

Yani her sekiz emekliden biri hâlâ bir işte aktif olarak çalışıyor.

Bu, ekonomik zorunluluk kadar psikolojik bir ihtiyaç da…

Çünkü birçok insan için çalışmak, sadece gelir değil; sosyal bağ, rutin, ve “faydalı olma” hissi demek.

---

Erkeklerin Pratik Bakışı: Hesap, Üretim ve Kimlik

Erkek forumdaşlarımızdan gelen yorumları duyar gibiyim:

“E kardeşim, sonuçta geçim derdi var, ekmek parası için çalışıyoruz.”

Haklısınız, bu durumun ekonomik boyutu yadsınamaz.

Birçok erkek emekli olduktan sonra aldığı maaşın düşüklüğü nedeniyle yeniden işe dönüyor.

Ama çoğu zaman bunun yanında bir kimlik ihtiyacı da var.

Birçoğu “işsiz emekli” olmak istemiyor; sabah kalkacak bir işi, paylaşacak bir becerisi olsun istiyor.

Bu yüzden pratik düşünce, duygusal motivasyonla birleşiyor.

Kod 08, onların gözünde bir üretkenlik sertifikası gibi.

Yani, “Ben hâlâ işin içindeyim, hâlâ işe yarıyorum,” demenin kurumsal hali.

Bunu istatistikler de destekliyor: OECD raporlarına göre Türkiye’de 60 yaş üstü erkeklerin %28’i hâlâ aktif iş gücünde.

---

Kadınların Duygusal Perspektifi: Bağ, Saygı ve Yeniden Üretim

Kadınlarda tablo biraz farklı.

Birçok kadın emeklilikten sonra profesyonel iş hayatına dönmek yerine, gönüllü çalışmalar, eğitim, torun bakımı ya da sosyal projelere yöneliyor.

Ama yine de azımsanmayacak bir grup kadın, özellikle öğretmenlik, hemşirelik ve danışmanlık gibi alanlarda “kod 08” ile yeniden sahaya dönüyor.

Onların motivasyonu genellikle “üretken kalmak”tan çok “bağ kurmak”.

Bir hemşire emekli olduktan sonra yarı zamanlı bir klinikte çalışıyor çünkü orada insanlara dokunmaya devam ediyor.

Bir öğretmen özel bir kursta ders veriyor çünkü öğrencilerle iletişim onu canlı tutuyor.

Kadınların bu konudaki yaklaşımı, topluluk odaklı bir yeniden üretim biçimi aslında.

Yani “çalışmak” kelimesi, onlar için hem ekonomik hem duygusal bir bağ kurma eylemine dönüşüyor.

---

Ekonomik Gerçekler: Emekli Çalışanların Artan Rolü

Türkiye’de yaklaşık 16 milyon emekli var. SGK verilerine göre bunların 1,8 milyonu hâlâ çalışıyor.

Bu, hem ekonomik hem de demografik açıdan önemli bir veri.

Zira yaşlanan nüfusun işgücü piyasasındaki rolü büyüyor.

Özellikle deneyim gerektiren alanlarda, emekli çalışanlar adeta “bilgi bankası” gibi görülüyor.

Birçok şirket, danışmanlık veya eğitim pozisyonlarında emeklilere yöneliyor.

Çünkü tecrübeyi satın alamazsınız.

Bir mühendis 35 yılda öğrendiği şeyi bir algoritma ile devredemez.

Dolayısıyla “emekli çalışan kodu”, bir nevi bilgi aktarımının da sembolü haline geliyor.

---

İnsan Hikâyeleriyle Kodların Ötesi

Kimi için bu kod, ikinci bir bahar.

Kimi için hayat pahalılığının gölgesinde bir zorunluluk.

Ama her iki durumda da ortak bir gerçek var: insanlar hâlâ üretmek, fayda sağlamak ve görünür olmak istiyor.

Bir kuaför emeklisi “alışkanlıktan” dükkâna gidiyor, bir öğretmen “özlemden” ders veriyor, bir usta “yeni nesil öğrenmeden” dükkânı kapatamıyor.

Hepsi SGK sisteminde “kod 08” olarak görünüyor belki ama aslında her biri kendi hikâyesinin kahramanı.

---

Forum Sorusu: Sizce Emeklilik Gerçekten Bitmek mi, Başlamak mı?

Şimdi sözü size bırakmak istiyorum:

Sizce emekli olduktan sonra yeniden çalışmak bir mecburiyet mi, yoksa yaşam enerjisinin göstergesi mi?

Bir sistemin içinde “kod 08” olarak görünmek sizi yeniden tanımlar mı, yoksa zaten hep oradaydınız da toplum mu yeni fark ediyor?

Ve daha derin bir soru:

Bir insanın üretme isteği ne zaman biter, gerçekten biter mi?

Hadi gelin, bu konuyu sadece bordro sütunlarında değil, hayatın içindeki hikâyelerde konuşalım.